THY, Airbus ve Rolls-Royce işbirliğiyle geliştirilecek Stratejik Türkiye İlerleme Programı tanıtıldı

0
36
THYv

Views: 0

Türk Hava Yollarının Aralık 2023’te verdiği 150 adet A321neo ve 80 adet A350 kesin uçak siparişinin kutlanması amacıyla THY Genel Müdürlüğü’nde etkinlik düzenlendi.

THY, Airbus ve Rolls-Royce tarafından gerçekleştirilen etkinlikte, havacılık alanında gelecek 15 yıl içinde ekonomik değer yaratacak, Türk havacılık ve uzay endüstrisini THY’nin uzun vadeli stratejik büyüme planı doğrultusunda daha da geliştirecek Stratejik Türkiye İlerleme Programı’nın (Strategic Türkiye Enhanced Programme – STEP) lansmanı da yapıldı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, etkinlikte yaptığı konuşmada, Avrupa’nın en genç filolarından birine sahip THY’nin gerçekleştirdiği yatırımların, Türk sivil havacılığının kalite ve sürdürülebilirlik odaklı büyümesinde bir kilometre taşı olmasını temenni ettiğini söyledi.

Sivil havacılık sektörünün, özellikle son yıllarda gerçekleştirdikleri yatırım ve projelerle kalite odaklı hizmet anlayışını tüm dünya ile buluşturduğunu aktaran Kacır, “Ülkemizin sivil havacılık alanındaki vizyonunun önemli bir örneği olan İstanbul Havalimanı yalnızca beş yıl gibi kısa bir sürede Avrupa’nın en yoğun havalimanı unvanını aldı.” diye konuştu

Kacır, İstanbul Havalimanı’nın modern altyapısı ve sunduğu yolcu deneyimiyle İstanbul’u küresel bir kesişim noktasına dönüştürdüğüne işaret ederek, “Kıtaları buluşturan, küresel finans ve ticaret üssü, turizm destinasyonu konumundaki İstanbul’un küresel cazibe merkezi rolünü perçinledi.” ifadelerini kullandı.

Başta İstanbul Havalimanı olmak üzere yurdun dört bir yanında gerçekleştirilen sivil havacılık altyapı yatırımlarını doğru ve vizyoner bir iş stratejisiyle buluşturan THY’nin de elde edilen başarının önemli bir mimarı olduğunu belirten Kacır, “Türkiye ve İstanbul’u havacılıkta dünyada en üst sıralara taşıyan THY, jeopolitik riskleri, makroekonomik belirsizlikleri ve pandemi sürecini başarıyla yönetti. Büyüme yolculuğuna emin adımlarla ilerliyor.” dedi.

Kacır, Türkiye’nin havacılık sanayisinin köklü bir geçmişe sahip olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:

“Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde teknoloji üreten ve geliştiren Türkiye’yi inşa ederken bilgi yoğun ve ileri teknoloji odaklı bu sektörde, özellikle savunma sanayinin AR-GE’de, inovasyonda ve üretimde uzun vadeli bakış açısı paradigma değişimlerine odaklanan yaklaşımı ile üretim ve teknoloji geliştirme kabiliyetlerimizi üst düzeye taşıyoruz.”

Havacılık sanayini, ana ve alt yükleniciler, KOBİ’ler, araştırma kuruluşları ve üniversitelerle Türkiye’nin yüksek teknolojide öncü sektörü haline getirdiklerini ifade eden Kacır, “Bugün Türk havacılık sanayi kendi özgün platformlarını geliştirme ve üretebilme kabiliyetine haizdir.” şeklinde konuştu.

Kacır, havacılık sanayisinin birçok küresel uçak ve motor üreticisinin tedarik ortakları arasında yerini aldığına dikkati çekerek, “Bir yolcu uçağının gövdesinde yer alan tüm parçaları üretme kabiliyetine sahibiz. Bugün dünyadaki tüm yeni nesil yolcu uçaklarında Türkiye’de üretilmiş bir parça mevcut.” dedi.

“Havacılık yapısallarında 10 milyar dolar sözleşme büyüklüğüne ulaştık”

Dünyanın dördüncü büyük havacılık kompozit tesisini ülkeye kazandırdıklarını belirten Bakan Kacır, havacılık yapısallarında geçen yıl bir milyar dolar ihracat hacmine ve 10 milyar dolar sözleşme büyüklüğüne ulaştıklarını ve bu alanda yetkin insan kaynağının 10 bini bulduğunu dile getirdi.

Kacır, inşa edilen tesislerle bugün her türlü uçak motoru parçasını test edebilecek altyapının ülkede mevcut olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

“Uçak ve helikopter motorunda fan, kompresör ve türbinde üretim yetkinliğine sahibiz. İnovasyon ve teknoloji geliştirmede özellikle kritik rol üstlenen yeni nesil malzeme teknolojilerinde özellikle yüksek sıcaklığa dayanıklı nikel tabanlı inconel ve kobalt tabanlı alaşımların üretiminde yetkinlik oluşturduk. Havacılık alanında kazandırdığımız tesislerle sanayimizin ihtiyaç duyduğu hassas dökümleri de ülke içerisinde gerçekleştirebiliyoruz. Havacılık sanayinde elde ettiğimiz birikim ve deneyimi en az havacılık kadar zorlu bir alan olan uzay sanayine taşıyoruz.”

Gelecek dönemde Uluslararası Uzay İstasyonu’nda yeni bilimsel araştırmalar yürütmek ve uluslararası işbirliklerini güçlendirmek adına programlar başlatacaklarını vurgulayan Kacır, “Yeni nesil uydu geliştirmede küresel bir oyuncu olmayı, bölgesel konumlandırma ve zamanlama sistemimizi geliştirmeyi ve uzay limanı kurarak uzaya erişimi güvence altına almayı hedefliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Kacır, 2035’e kadar 1,8 trilyon dolara ulaşması öngörülen küresel uzay ekonomisinden alınan payı artıracaklarını belirterek, uzayın kendilerine sunduğu yeni teknoloji geliştirme kabiliyetlerinden en üst düzeyde yararlanacaklarını söyledi.

Yerli ve milli imkanlarla geliştirilen İMECE uydusunun, geçen yıl uzaya fırlatılarak yörüngesine başarıyla yerleştiğini hatırlatan Kacır, “Böylece Türkiye, kendi yer gözlem uydusunu geliştirebilen ülkeler arasında yerini aldı. Yer gözlem uydularında elde ettiğimiz tasarım, test, montaj, entegrasyon ve üretim yetkinliği, haberleşme uydularımızın da geliştirilmesini tetikledi.” diye konuştu.

“Teknolojik yetkinliklerimizi yükseltecek yatırımların destekçisi olmaya devam edeceğiz”

Bakan Kacır, uzun süren çalışmalar sonunda, bütün kritik alt sistemlerini yerli ve milli olarak geliştirdikleri TÜRKSAT 6A haberleşme uydusunun üretim süreçlerini tamamladıklarını ve temmuz ayında uzaya fırlatmaya hazırlandıkları milli haberleşme uydusunun yerlilik oranının yüzde 80’i aştığını söyledi.

TÜRKSAT 6A’yı devreye aldıklarında Türkiye’nin kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri olacağına işaret eden Kacır, “Tüm bu başarı ve kazanımlar; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı liderliğiyle birlikte, yıllardır ortaya koyduğu siyasi irade ve Türkiye’ye çizdiği vizyon sayesindedir. ‘Milli Teknoloji Hamlesi!’ vizyonuyla ülkemizin kritik teknolojileri geliştirme yetkinliğini perçinleyerek, başarı hikayelerine hep birlikte yenilerini ekleyeceğiz.” dedi.

Kacır, “Dünyanın en büyük ve en geniş katılımlı havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST bünyesinde helikopter tasarımından rokete, insanız hava araçlarından jet motor tasarımına, havacılık ve uzay sektörünün birçok alanında düzenlediğimiz yarışmalarla yetkin insan kaynağımızı güçlendiriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak havacılık ve uzay sanayinde rekabet gücümüzü artıracak, insan kaynağını güçlendireceklerini belirten Kacır, aynı zamanda bu alanda hem yerli hem küresel yatırımlarla teknolojik yetkinleri yükseltecek projelerin destekçisi olmaya devam edeceklerini bildirdi.

Kacır, 2012’den bu yana havacılık ve uzay sektöründe toplam yatırım büyüklüğü 4 milyar doları aşan 144 yatırım için teşvik belgesi düzenlediklerini anımsatarak, “Yatırım teşviklerimizle havacılık ve uzay sanayi gibi yüksek teknoloji alanlarında üretim kabiliyetlerini güçlendirecek yatırımlara kapsamlı ve yatırımcıların ihtiyaçlara yönelik teşvik paketleri sunuyoruz.” diye konuştu.

Ticaret Bakanı Bolat: Çok önemli katkılar sağlayacak

Programda konuşan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, milli gurur ve bayrak taşıyıcısı olan THY’nin, Airbus ve Rolls-Royce şirketleri ile yeni uçak ve motor alımları kapsamında yapacağı çok önemli bir yerlileştirme ve endüstrileştirme amaçlı üretim anlaşmasına şahitlik etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Bu önemli anlaşma vesilesiyle, firmalar arasında ikili görüşmelerin gerçekleştirileceğini belirten Bolat, “İkili görüşmelerin, halihazırda havacılık sektörünün tedarik zincirinde yer alan firmalarımız için olduğu gibi, tedarik zincirinin henüz bir parçası olmayan firmalarımız için de yeni fırsatlar oluşturmasını, yerli üretimimize ve tedarikçilerimizin gelişimine önemli katkılar sağlamasını temenni ediyorum.” diye konuştu.

Türkiye’nin son 21 yılda ulaştırmadan altyapıya, sanayiden tarıma, hizmetlerden uluslararası ticarete ve savunma sanayisinde çok büyük atılımlar gösterdiğini ifade ederek, bunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğinde istikrarlı ve güçlü bir siyasi yönetimin etkisinin olduğunu söyledi.

Bolat, Türkiye’nin son 21 yılda reel olarak ortalama yüzde 5,4 büyüdüğünü belirterek, dünya ekonomisinin geçen yıl yüzde 3,2 büyüğünü, Türkiye’nin ise yüzde 4,5 reel büyüdüğünü kaydetti.

Dünya ticaretinin geçen yıl yüzde 1,2 küçüldüğüne, Türkiye’nin ise ihracatta rekorlar kırdığına dikkati çeken Bolat, Türkiye’nin 21 yıllık başarısının en önemli göstergesi olan milli gelirde de önemli başarılar elde edildiğini vurguladı.

“Bu bir birlikte büyüme, birlikte gelişme, kazan-kazan ilişkisi olacaktır”

Ticaret Bakanı Bolat, THY’nin hizmetler sektöründeki başarısının herkesi gururlandırdığını dile getirerek, “Dünya liginde ilk 10 içinde olan ve 2033’te dünyada ilk üçün arasında yer almayı hedefleyen dünyadaki en büyük markamızdır. Ticaret bakanı olarak, yabancı mevkidaşlarımla ve iş dünyası temsilcileriyle görüşmelerimizde THY’nin kalitesinden ve başarılı hizmetlerinden bahsedilmesi bizler için iftar vesilesidir.” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin savunma ve havacılık sanayindeki başarısının Türk sanayinin başarısı olarak algılandığını vurgulayan Bolat, şunları kaydetti:

“Türk havacılık ve savunma sanayinde çok büyük bir atılım sağlandı. Şu anda 80 bini aşkın çalışanı, yılda 12 milyar dolarlık üretim hacmi ve 5,5 milyar dolarlık ihracat rakamıyla Türk savunma sanayi, gururumuzdur ve her geçen yıl hızlı adımlarla yükselişini devam ettirmektedir. Türk Hava Yolları, 2033’e kadar olan 10 yıllık programında 800 uçaklık hedefle yola çıktı. Bu programı Türkiye’de havacılık endüstrisinin gelişmesi için önemli görüyorum. Ayrıca, (Airbus ve Rolls-Royce ile) anlaşmaya, böylesine bir yerlileştirme ve sanayileştirme programının dercedilmesi çok önemli katkılar sağlayacaktır. Bu noktada kamu ve özel kesimdeki sanayicilerimiz için inşallah yeni kapılar, yeni fırsatlar açılacaktır.”

THY, Airbus ve Rolls-Royce’nin yeni dönemdeki işbirliğinin hem uluslararası yatırımcılar açısından hem şirketlerin bundan sonraki performansları açısından katkılar sunacağını ifade eden Bolat, “Bu bir al-sat ya da sat-al ilişkisi değildir, bu bir birlikte büyüme, birlikte gelişme, kazan-kazan ilişkisi olacaktır. Taraflar da umut ediyorum ki bundan çok memnun kalacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

Bolat, Ticaret Bakanlığı olarak, Küresel Tedarik Zinciri (KTZ) Yetkinlik Projesi Desteği ile Turquality ve marka destek programlarıyla önemli destekler verdiklerini ifade ederek, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla çalışmalarına devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu: Ülkemizin havacılık alanındaki üretiminin artırılması konusunda mutabık kalındı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Abdulkadir Uraloğlu ise THY’nin kısa süre önce Airbus ile 80 adedi kesin ve 25 tanesi satın alma hakkı olmak üzere toplam 105 adet A350; 150 adedi kesin ve 100 tanesi satın alma hakkı olmak üzere toplam 250 adet A321neo uçak satın alım anlaşması imzaladığını hatırlattı.

Rolls-Royce firması ile A350 uçaklarının motor bakım hizmeti ve yedek motorlarının temin edilmesi yönünde anlaşmaya varıldığını belirten Uraloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ayrıca, söz konusu uçak alımları kapsamında Airbus ve Rolls-Royce ile Rekabetçi Endüstriyel İş Birlikleri konusunda da müzakereler yapıldı. THY, Airbus ve Rolls-Royce arasında ülkemize yeni iş paketleri getirilmesi ve yerli havacılık servis sağlayıcıları ve parça üreticilerinin bu firmalarla buluşturularak ülkemizin havacılık alanındaki üretiminin artırılması konusunda da mutabık kalındı.”

Bakan Uraloğlu, Airbus ve Rolls-Royce firmalarının üst düzey yöneticileri ile hem THY’nin hem de Türk havacılık firmalarının kabiliyetlerinin geliştirilmesine yönelik belirlenecek stratejiler, potansiyel işbirlikleri ve hayata geçirilmesi planlanan yatırımlar için düzenlenen toplantılar vesilesiyle bir araya geldiklerini söyledi.

“İstanbul Havalimanı’nda 3 paralel pistte aynı anda 3 uçak inip kalkabilecek”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, 2002 yılından bugüne kadar havacılık alanında hayata geçirilen projelerden ve yapılan yatırımlardan bahsederek, iç hatlardaki aktif havalimanı sayısının 57’ye yükseldiğini, 2053’e kadar bu sayıyı 61’e çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.

Hava ulaştırma anlaşması bulunan ülke sayısının 174’e, uçuş yapılan ülke sayısının ise 131’e yükseldiğini dile getiren Uraloğlu, 346 noktaya uçuş yapıldığını ifade etti.

Uraloğlu, İstanbul Havalimanı’nın son yıllarda kırdığı yolcu rekorlarına değinerek, şu bilgileri verdi:

“Avrupa birincisi olan İstanbul Havalimanı’mızda günlük ortalama 1386 uçuş gerçekleştiriyoruz. Geçen haftaki ortalamamız yaklaşık 1450 civarında gerçekleşti. Avrupa’da ilk kez İstanbul Havalimanı’mızda hayata geçirilecek 3 paralel piste aynı anda 3 uçağın inip kalkmasını da inşallah bu yıl içerisinde deneyimleyeceğiz ve hayata geçireceğiz. Bu sistem hayata geçtiğinde İstanbul Havalimanı’nın bir daha birinciliği de kimseye kaptırmayacağından hepimiz emin olabiliriz.”

“Türkiye Yüzyılı hedeflerimizin gökyüzündeki en güçlü temsilcisi THY’dir”

Bakan Uraloğlu, THY’nin, 20 Mayıs 1933’te 5 uçak ve 30’dan az çalışanla başlayan serüveninin, bugün dünyanın en fazla ülkesine uçan hava yolu olarak devam ettiğini belirterek, şirketin 91 yıllık bilgi birikimi, modern altyapısı ve 440 uçaklık zengin filosuyla bugün neredeyse tüm dünyayı kanatları altına aldığını vurguladı.

Havacılık sektöründeki hedeflerine ulaşmada THY’nin önemine işaret eden Uraloğlu, “Bu hedeflere kısa sürede ulaşabilmek için yöneticilerinden teknisyenine tam anlamıyla kenetlenmiş bir THY emin adımlarla yoluna devam edecektir. Hiç şüphesiz Türkiye’nin en büyük markası olan THY 85 milyon insanımızın gurur kaynağıdır. Sizlerin bu motivasyonla çalışarak önümüzdeki hedefleri yakalayacağınıza da gerçekten eminim. Unutmayalım ki Türkiye Yüzyılı hedeflerimizin gökyüzündeki en güçlü temsilcisi THY’dir.” şeklinde konuştu.

“THY Türkiye ekonomisine 56 milyar dolar kazandırdı”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Turkish Cargo’nun, geçen yıl taşıdığı ücretli kargo miktarını yüzde 16 artırarak dünyanın en büyük dördüncü hava kargo taşıyıcısı olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye’yi tüm ulaşım modlarında bir merkez haline getirmek için gayret ve azimle çalıştıklarını dile getiren Uraloğlu, “Bu nedenle THY’nin global pazardaki rekabet gücünü daha da artırmak zorundayız. Biliyoruz ki THY, kıtalararası yolcu akışından daha büyük pay almak için hem Avrupa hem de Orta Doğu menşeli dev hava yolu firmalarıyla kıyasıya rekabet halindedir. Bu rekabet kapsamında THY uçuş filosunu da her daim genç tutmayı planlıyor.” dedi.

“THY’nin 2033 hedefi 813 uçak ve 171 milyon yolcu”

Bakan Uraloğlu, THY’nin tedarik zinciri, turizm ve diğer dolaylı katkılarla Türkiye’ye ekonomik olarak 56 milyar dolar kazandırdığını ve 2024 hedefinin 63 milyar dolar olduğunu belirterek, gelecek 10 yıllık plan kapsamında bu katkının 144 milyar dolara ulaşmasını hedeflediklerini kaydetti.

THY’nin 2033’e kadar uçak filosu büyüklüğünü 813’e, yolcu sayısını da 171 milyona çıkarmayı ve 3,9 milyon ton kargo taşımayı hedeflediğini aktaran Uraloğlu, şirketin dijitalleşme hususunda hava yolları arasında dünyada ilk 3’e girmeyi ve Karbon Nötr Havayolu olmayı planladığını ifade etti.

Uraloğlu, THY’nin hızla büyüyen bir hava yolu şirketi olduğunu, İstanbul’un da havacılık alanında global çapta önemli bir ulaşım üssü haline geldiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

“THY ile Airbus ve Rolls-Royce firmalarının karşılıklı kazanımlara dayanan çok uzun soluklu bir geçmişleri olduğu da bir gerçek. Bu uzun süreli ilişkiler elbette karşılıklı güvenin sonuçları. İşte bu güven ortamını kazan-kazan ilkesine dayalı yeni atılım ve yatırımlarla taçlandırarak uzun dönemli işbirliklerimize yenilerini de eklemeliyiz. Böylece havacılık alanında hep rekorlarla geride bıraktığımız son 22 yıl gibi 2024 yılında da sizlerin çabaları ve desteğiyle inşallah yine rekorlara imza atacağımıza canı gönülden inanıyorum.”

THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Bolat: İleri teknolojilerden yararlanmaya devam edeceğiz

THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Ahmet Bolat da uçak üreticisi Airbus ile derinleşen işbirliğinin göstergesi olan Stratejik Türkiye İlerleme Programı’nı hayata geçirmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.

Bolat, “Airbus’ın stratejik hedefleri ve yeni belirlenen iş alanlarıyla uyumlu olarak Türk havacılık şirketlerinin potansiyel tedarikçi olma yolunda geliştirilmesi ve hazır hale getirilmesi için bugünden hazırlıklara başlıyoruz.” dedi.

Rolls-Royce ile işbirliğini kuvvetlendirmenin sevincini yaşadıklarını dile getiren Bolat, bu girişimlerin hem Türk Hava Yollarının büyüme hedefleri doğrultusunda attığı adımlar hem de Türkiye’nin havacılık ve uzay endüstrisindeki kabiliyetlerini daha da geliştirmesi konusunda kanıt niteliğinde olduğunu vurguladı.

Bolat, “Üç büyük şirket arasındaki bu önemli işbirliğiyle Türk Hava Yolları olarak, küresel havacılık sahnesindeki öncü rolümüzü pekiştirirken operasyonel verimliliğimizi artırmak ve sürdürülebilir büyümemize katkıda bulunmak için ileri teknolojilerden ve işbirliği stratejilerinden yararlanmaya devam edeceğiz.” ifadesini kullandı.

Paydaşların ve iş ortaklarının desteğiyle ülkeyi ve sektörü çok daha yukarılara çıkarmayı hedeflediklerini vurgulayan Bolat, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Dünya havacılığının liderleri Airbus ve Rolls-Royce ile havacılık sektörümüz arasında karşılıklı beklenti ve talepler doğrultusunda etkili iletişimin sağlanması, yeni projelerin belirlenmesi, üreticilerin taleplerine göre endüstrinin ihalelere önceden hazırlanması ve belirlenen projelerin uygulanması ve gidişatını izlemek için oluşturulan STEP, Türk havacılığının kabiliyetlerini ve rekabet gücünü katlayacak, sektörümüzü Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışır şekilde çok daha öncü ve inovatif bir konuma yerleştirecek.”

Bolat, geçen yıl Türkiye ekonomisine 56 milyar dolar katkıda bulunduklarını ifade ederek, “2028 yılında 101 milyar dolar, 2033 yılında 144 milyar dolar, Türkiye’nin ekonomisine katkıda bulunacağız. Bu durum ülkemizin döviz açığını azaltmaya büyük bir katkı demektir.” diye konuştu.

Geçen yıl 400’üncü uçağa ulaştıklarını anımsatan Bolat, “Şu anda 454 uçağımız var. Şimdiki gibi çalışmalarımızı sürdürürsek 10 yıl içerisinde Türk Hava Yolları, bugünkü Türk Hava Yollarının 2 katına çıkacak yani 90 yılda geldiği pozisyonu gelecek 10 yılda ikiye katlayacak.” ifadelerini kullandı.

“STEP programı aracılığıyla Türkiye ile ortaklığı bir üst seviyeye taşımaktan onur duyuyoruz”

Airbus Üst Yöneticisi (CEO) Guillaume Faury, THY’nin hem dünyanın seçkin hava yollarından biri olarak büyümesini desteklemekten hem de bugün açıkladıkları yeni STEP programı aracılığıyla Türkiye ile ortaklığı üst seviyeye taşımaktan onur duyduklarını dile getirdi.

Faury, “Program, Airbus’ın Türkiye ile işbirliğini daha da genişletmesine ve özellikle tedarik zinciri gelişimi, beceriler ve sürdürülebilirlik konularına odaklanarak Türk Hava Yollarının büyüme hedeflerini desteklemesine yönelik bir çerçeve oluşturacak.” değerlendirmesinde bulundu.

THY ile ortaklığı daha üst seviyeye taşımayı umduklarını kaydeden Faury, “Bunun için bir program yaptık. Sadece THY ile değil Savunma Bakanlığı ve sektörün diğer birleşenleri ile de çalışacağız. Türklerin 20 yılda havacılık alanında gösterdiği başarılar bizleri çok mutlu ediyor.” diye konuştu.

Rolls-Royce CEO’su Tufan Erginbilgiç de Türkiye’nin şirketin faaliyet alanları içinde stratejik açıdan önemli bir pazar olduğunu söyledi.

Erginbilgiç, Türk Hava Yollarının “Trent XWB” motorlara duyduğu güvenden memnuniyet duyduklarını dile getirerek, “Türk Hava Yolları ve ortaklarımızla birlikte çalışarak Türk ekonomisine fayda sağlamak, ülkenin bu alanda kabiliyetlerini artırmak ve enerji geçişindeki rolünü genişletmek için sabırsızlanıyoruz. Şirketimiz adına, kıymetli Türk Hava Yolları ve Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerimizin güçlenmesinden büyük bir heyecan duyuyorum.” dedi.

THY, Rolls-Royce Trent XWB motorunun dünyadaki en büyük operatörü konumuna gelecek

Toplantıda verilen bilgiye göre, son uçak siparişiyle THY, üretici Rolls-Royce’un Trent XWB motorunun dünyadaki en büyük operatörü konumuna gelecek. Gerçekleştirilen ortaklık doğrultusunda Rolls-Royce, potansiyel bir Bakım, Onarım ve Revizyon (MRO) operasyonunun kurulması ve daha fazla tedarik zinciri çözümleri dahil olmak üzere, Türkiye’de bir dizi endüstriyel girişimin uygulanması konularında araştırmalara başlayacak.

Türkiye, 20 yılı aşkın süredir Airbus tedarik zincirinin ayrılmaz parçası ve bugün A220’den A350’ye kadar her Airbus ticari uçağında Türkiye’den tedarik edilen parçalar bulunuyor.

Doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 3 bin 500 Türk havacılığına ait iş, Airbus tarafından destekleniyor. Airbus’ın 2023 yılı sonunda Türkiye’ye yaptığı toplam yatırım tutarı 4 milyar doları aştı. Bunlara ek olarak, 20 yıla dayanan bu işbirliği, Türkiye’nin havacılık ve uzay sektöründe zengin uzmanlık, teknolojik gelişmeler ve kalifiye iş gücü oluşturuyor.

Bu girişimlerle Türk Hava Yollarının büyüme hedeflerinin desteklenmesi, Türk havacılık endüstrisinin daha güçlü hale getirilmesi ve geliştirilmesi amaçlanıyor.

Türk Hava Yollarının uçuş ağını genişletme ve hizmetlerini mükemmelleştirme konularındaki kararlılığıyla uyumlu A321neo ve A350 uçaklarının satın alınmasının, üç ortağın da sürdürülebilirlik ve teknolojik ilerlemeye odaklandığının göstergesi niteliğinde olduğu belirtiliyor. Bu yaklaşımın, inovasyonu teşvik etmek, yüksek nitelikli istihdam yaratmak ve Türkiye’yi havacılık ve uzay sektöründe önemli bir oyuncu konumuna getirmek için tasarlandığı kaydediliyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz