Para piyasalarındaki fiyatlamalarda, gelecek hafta çarşamba günü Fed’in para politikası kurulu toplantısında politika faizini yüzde 5,25-5,50 seviyesinde sabit bırakacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Küresel piyasalarda, Orta Doğu’daki çatışmaların daha geniş alanlara yayılabileceği ve ABD’de açıklanan ekonomik verilerin beklentileri aşmasının ardından politika faizinin tahminlerden daha uzun süre yüksek seviyelerde tutulacağı endişelerinin artmasıyla negatif bir seyir izlenirken gelecek hafta gözler ABD Merkez Bankası (Fed) başta olmak üzere önemli merkez bankalarının faiz kararlarına çevrildi.
7 Ekim’de başlayan İsrail-Filistin çatışmasının tüm dünyadan gelen tepkilere rağmen hala devam etmesi, piyasalarda risk algısını artırırken konuya ilişkin haber akışı da piyasaların yönü üzerinde etkili olmayı sürdürüyor.
Analistler, para piyasalarındaki fiyatlamalarda, gelecek hafta çarşamba günü Fed’in para politikası kurulu toplantısında politika faizini yüzde 5,25-5,50 seviyesinde sabit bırakacağına kesin gözüyle bakıldığını anımsatarak fiyatlamalarda bankanın 2024’e kadar faizi sabit bırakacağı yönündeki tahminlerin de güçlü kalmaya devam ettiğini vurguladı.
Karar sonrası açıklanacak toplantı metninde yer alan ifadelerin önemini vurgulayan analistler, toplantının ardından Fed Başkanı Jerome Powell’ın yapacağı açıklamaların piyasalarda oynaklığı artırabileceğini belirtti.
Analistler, Fed’in para politikası kararlarını alırken göz önünde bulundurduğu en önemli veriler arasında olan tarım dışı istihdam ve ADP özel sektör istihdamı verilerinin de bankanın ileriki dönemlerde nasıl adımlar atacağına dair sinyaller verebileceğini dile getirdi.
Orta Doğu’daki gelişmelerin yanı sıra yoğun makroekonomik veri takviminin de takip edildiği geçen haftada açıklanan verilerin, Fed’in “şahin” adımlarına rağmen ABD ekonomisinin güçlü kaldığını göstermesiyle bankanın politika faizini beklenenden daha uzun süre yüksek seviyelerde tutacağına yönelik endişeler arttı.
ABD ekonomisi, bu yılın üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 4,9 büyüyerek, beklentileri aşarken 2021’in son çeyreğinden bu yana en hızlı büyümesini kaydetti.
Ülkede tüketim harcamaları eylülde yüzde 0,7 ile tahminlerin üzerinde artmasına karşın gelirler yüzde 0,3 ile öngörülerden az artış kaydetti.
Fed’in enflasyon göstergesi olarak dikkate aldığı, gıda ve enerji kalemlerinin hesaplama dışı tutulduğu çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi, aynı dönemde aylık bazda yüzde 0,3 ve yıllık bazda yüzde 3,7 artarak piyasa beklentilerine paralel gerçekleşti.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, söz konusu verilere dair yaptığı açıklamada, güçlü tüketici harcamaları ve istihdam artışının ABD’nin ekonomik büyümesini desteklediğini, küresel tahvil getirilerinin de son aylarda önemli ölçüde yükseldiğini bildirdi.
Fitch’ten yapılan açıklamada, tahvil getirilerindeki artışın, merkez bankalarından politika faiz oranlarının zirvelere yaklaştığı yönündeki sinyallere ve uygulanan parasal sıkılaştırmanın artık kredi büyümesi üzerinde baskı oluşturduğuna dair açık kanıtlara rağmen gerçekleştiği vurgulandı.
Öte yandan, hafta başında yüzde 5,02 ile son 16 yılın zirvesine çıkan ABD’nin 10 yılık tahvil faizi buradan yaklaşık 18 baz puan gerileyerek yüzde 4,84 seviyesinden haftayı tamamlarken dolar endeksi haftalık bazda yüzde 0,4 yükselişle haftayı 106,6 seviyesinden kapattı.
Orta Doğu’da tansiyonun düşmemesi emtia fiyatları üzerinde doğrudan etkili olurken yükseliş eğilimini üst üste 3. haftaya taşıyan altının ons fiyatı yüzde 1,2 artışla 2.005,9 dolardan haftayı tamamladı. Böylece ons altın yaklaşık 5 ay sonra ilk kez 2.000 doları aşmış oldu.
New York borsalarında satıcılı bir seyir izlendi
ABD’de yoğun şirket bilançoları ve makroekonomik verilerin takip edildiği haftada New York borsaları negatif bir seyir izlerken gelecek hafta için Fed’in faiz kararı ve Powell’ın açıklamalarının yanı sıra istihdam raporu verileri, yatırımcıların odağına yerleşti.
Analistler, geçen hafta ülkede açıklanan verilerden alınan sinyallere göre ekonomideki güçlü duruşun devam ettiğini, açıklanan şirket bilançolarının ise karışık sinyaller verdiğini söyledi.
Ülkede Michigan Üniversitesince ölçülen tüketici güven endeksi ise ekimde yukarı yönlü revize edilerek 63,8 ile beklentileri aştı.
ABD’de yeni konut satışları 759 binle tahminlerin üzerinde gerçekleşti. Öte yandan, ABD’de 30 yıl vadeli mortgage (konut kredisi) için ortalama faiz oranının yüzde 8’e yaklaşmasıyla mortgage başvuruları 1995’ten bu yana en düşük seviyede kalmaya devam etti.
Öte yandan, ülkede bilanço sezonu yoğun bir şekilde devam ederken Microsoft’un geliri bu dönemde yıllık bazda yüzde 13 artarak 56,5 milyar dolara çıkarken şirket hisseleri haftayı yüzde 1 artışla tamamladı.
Google’ın ana kuruluşu olan Alphabet’in elde ettiği gelirin yüzde 11 yükselişle 76,7 milyar dolara çıkmasına karşın bulut biriminin gelir beklentilerini karşılayamaması sonrası şirketin hisse fiyatı yüzde 9,8 azalışla haftayı kapattı.
ABD’li uçak üreticisi Boeing’in üçüncü çeyrekte 1,6 milyar dolarlık zarar açıklamasının ardından tedarikçisi Spirit AeroSystems’teki kalite sorunları nedeniyle bu yıl için 737 tipi uçaklarına ilişkin teslimat tahminlerini düşürmesiyle şirketin hisseleri değer kaybetti. Böylece Boeing’in hisse fiyatı, düşüş eğilimini üst üste 8. haftaya çıkarmış oldu.
Amazon’un net karı üçüncü çeyrekte 9,9 milyar dolar olurken şirket, geçen yılın aynı döneminde 2,9 milyar dolarlık kar açıklamıştı. İyi gelen bilançonun etkisiyle şirketin hisseleri yüzde 2,1 değer kazancıyla haftayı tamamladı.
Ayrıca JPMorgan Chase Üst Yöneticisi (CEO) Jamie Dimon ve ailesinin 2024’ten itibaren bankadaki 1 milyon hissesini satacağının bildirilmesinin ardından bankanın hisseleri haftalık bazda yüzde 5,1 değer kaybetti.
Söz konusu gelişmelerle geçen hafta, New York borsasında Nasdaq endeksi yüzde 2,62, S&P 500 endeksi yüzde 2,50 ve Dow Jones endeksi yüzde 2,14 azalışla haftayı tamamladı.
30 Ekim ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi günü Dallas Fed imalat endeksi, salı günü CB tüketici güven endeksi, çarşamba ADP istihdam raporu, imalat sanayi PMI, inşaat harcamaları ve Fed faiz kararının yanı sıra Powell’ın açıklamaları, perşembe günü haftalık işsizlik maaşı başvuruları, fabrika siparişleri, cuma günü tarım dışı istihdam, işsizlik oranı ve hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri takip edilecek.
Avrupa borsalarında da negatif seyir öne çıktı
Halihazırda devam eden Rusya-Ukrayna savaşının yanı sıra Orta Doğu’da tansiyonun bir türlü dinmemesi, ekonomik aktivite konusunda endişelerin hakim olduğu Avrupa’da da risk iştahının düşük seyretmesine neden olurken haftaya İngiltere Merkez Bankasının (BoE) faiz kararı ve bölge genelinde enflasyon verileri yatırımcıların odağında olacak.
Geçen hafta Avrupa Merkez Bankasının (ECB) 3 temel politika faizini de sabit bırakmasının ardından Yunanistan’ın başkenti Atina’da düzenlenen basın toplantısında konuşan ECB Başkanı Christine Lagarde, Avrupa ekonomisinin zayıf olduğunu belirterek enflasyonun çok uzun süre yüksek seviyelerde seyretmesinin beklendiğini aktardı.
Hafta içinde, ECB Profesyonel Tahminciler Anketi’ne katılan ekonomistler, Avro Bölgesi enflasyonunun ancak 2025’te ECB’nin yüzde 2’lik hedefine yaklaşacağını öngördü.
Öte yandan, Avrupa genelinde açıklanan öncü PMI verilerinin, beklentilerin altında kalarak ekonomik aktiviteye dair olumsuz sinyaller vermeye devam etmesi de Avrupa borsalarında risk iştahını törpüledi.
Orta Doğu’daki gelişmeler de bölgede yakından takip edilirken çatışmaların daha geniş alanlara yayılabileceği ve özellikle enerji fiyatlarının yeniden yükseliş eğilimine geçebileceği endişesi Avrupa’da risk algısını destekleyen başka bir etken oldu.
Analistler, para piyasalarındaki fiyatlamalara göre, gelecek hafta perşembe günü BoE’nin politika faizini sabit bırakacağına kesin gözüyle bakıldığını belirterek karar sonrası BoE Başkanı Andrew Bailey’nin yapacağı sözle yönlendirmelerin piyasalarda oynaklığa sebep olabileceğini dile getirdi.
Söz konusu gelişmelerle geçen hafta Almanya’da DAX endeksi yüzde 0,75, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 0,31, İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 0,25 ve İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 1,50 değer kaybetti.
Gelecek hafta pazartesi günü Almanya’da büyüme ve enflasyon, Avro Bölgesi’nde tüketici güven endeksi, salı günü Avro Bölgesi’nde büyüme ve enflasyon, çarşamba günü İngiltere’de imalat sanayi PMI, perşembe günü Almanya’da işsizlik oranı, imalat sanayi PMI, Avro Bölgesi’nde imalat sanayi PMI, BoE’nin faiz kararı ve Bailey’in açıklamaları, cuma günü İngiltere’de hizmet sektörü PMI ve Avro Bölgesi’nde işsizlik oranı verileri takip edilecek.
Asya pay piyasaları karışık seyretti
Asya’da tarafında ise Çin hükümetinin ekonomiyi destekleyici adımlarına devam etmesinin ardından Çin ve Hong Kong pay piyasaları pozitif ayrışırken gelecek hafta gözler Japonya Merkez Bankasının (BoJ) para politikası kararına çevrildi.
Analistler, Çin’de varlık fonunun hisse senedi piyasalarında alım yapmasının risk iştahının toparlanmasına yardımcı olduğunu belirterek Hong Kong’da da hisse senetlerinden alınan damga vergisinin yüzde 0,13’ten yüzde 0,1’e çekilme kararının alınmasının risk iştahını destekleyen başka bir etken olduğunu söyledi.
Öte yandan, Japonya’da açıklanan enflasyon verileri gelecek hafta yapılacak toplantıda BoJ’un alacağı kararlara ilişkin belirsizlikleri artırdı.
Analistler, son dönemde Japon basınında çıkan haberlerde BoJ’un getiri eğrisi hedef aralığını genişletebileceğinin ifade edildiğini belirterek bankanın gelecek hafta açıklayacağı para politikası kararlarının piyasalarda oynaklığı artırabileceğini aktardı.
Ülkede, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ekimde yüzde 3,3, çekirdek TÜFE de yüzde 2,7 artışla öngörüleri geride bıraktı.
Japonya’nın 10 yıllık tahvil faizi son 10 yılın zirvesine yakın olan yüzde 0,87 seviyesinden haftayı tamamlarken dolar/yen paritesi de 150,8 ile son bir yılın en yüksek seviyesini test etmesinin ardından 149,6’tan haftayı kapattı.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 1,32 ve Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 1,16 değer kazanırken Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 3,04 ve Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,86 azalış kaydetti.
30 Ekim ile başlayan haftada, salı günü Japonya’da sanayi üretimi, işsizlik oranı, BoJ faiz kararı, Çin’de imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI, çarşamba günü Çin’de Caixin imalat sanayi PMI, cuma günü Çin’de cari denge ve Caixin hizmet sektörü PMI verileri takip edilecek.
Yurt içinde gözler enflasyon verilerine çevrildi
Yurt içinde, geçen hafta dalgalı bir seyir izleyen BIST 100 endeksi, haftayı yüzde 2,02 artışla 7.662,05 puandan tamamlarken, gelecek hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) Enflasyon Raporu ve Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinin yanı sıra enflasyon verileri yatırımcıların odağına yerleşti.
TCMB geçen hafta politika faizini beklentiler doğrultusunda 500 baz puan artırarak yüzde 35’e çıkardı.
Bankadan yapılan duyuruda, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik ilave adımlarla parasal aktarım mekanizmasının güçlendirilmeye devam edileceği kaydedilirken son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi düzenlemelerinin enflasyona geçişinin önemli ölçüde tamamlandığı bildirildi.
Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğe göre ise TCMB, bankacılık sisteminde Türk lirasının payını artırmaya yönelik adımlarla birlikte sadeleşme kapsamında ihracat kredileri ve firmaların krediye erişimine yönelik uygulama kolaylıkları getirdi.
Dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,7 üzerinde 28,1737’den tamamladı.
Öte yandan Sermaye Piyasası Kurulu, Tureks Turunç Madencilik İç ve Dış Ticaretin pay başına 10,97 liradan ilk halka arzını onayladı.
Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 7.700 ve 7.900 seviyelerinin direnç, 7.600 ve 8.400 puanın ise destek olarak öne çıkabileceğini ifade etti.
Gelecek hafta yurt içi veri gündeminde, pazartesi günü ekonomik güven endeksi, salı günü dış ticaret dengesi, çarşamba günü imalat sanayi PMI, perşembe günü enflasyon raporu, haftalık para ve banka istatistikleri, cuma günü ise enflasyon verileri takip edilecek.