Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu faiz kararını açıkladı. Politika faizini piyasanın beklentileri doğrultusunda yüzde 17’de sabit tutan TCMB, karar metninde sıkı duruşun uzun müddet sürdürülmesine karar verildiğini ve gerekirse ilave sıkılaştırma yapılabileceğini belirtti
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini yüzde 17’de tutarken sıkı duruşun uzun süre korunacağını söyleyerek sıkılaşma vurgusunu güçlendirdi.
Ekonomistlerin beklentisi faizin yüzde 17 seviyesinde sabit tutulacağı yönündeydi.
Karar metninde, “Kurul, 2021 yılsonu tahmin hedefini dikkate alarak, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla uzun bir müddet sürdürülmesine karar vermiştir” değerlendirmesi yapıldı.
TCMB’nin Ocak ayına ilişkin faiz kararı metninde “Enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler kapsamında enflasyonun ana eğilimi ve fiyatlama davranışlarına ilişkin göstergeler, yayılım endeksleri, talep ve maliyet unsurları ve enflasyon beklentilerinin tahmin ufku içerisinde hedeflerle uyumu yakından izlenecektir” ifadeleri kullanılırken gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacağı ifade edildi.
TCMB, sıkı para politikası duruşunun, fiyat istikrarını kalıcı olarak tesis etmesinin yanında, ülke risk primlerinin düşmesi, ters para ikamesinin başlaması, Döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceğini değerlendirdi.
İktisadi faaliyetin güçlü bir seyir izlediğini belirten TCMB salgına bağlı kısıtlamaların ekonomi üzerindeki aşağı yönlü etkilerinin, geçtiğimiz yılın ikinci çeyreğine kıyasla daha sınırlı seyrettiğini bununla birlikte hizmetler ve bağlantılı sektörlerdeki yavaşlamanın ve bu sektörlerin kısa vadeli görünümüne dair belirsizliklerin devam ettiğini ifade etti.
- TCMB’NİN BOTAŞ’A DÖVİZ SATIŞI REKOR DÜŞÜK SEVİYELERDE
“Son dönemde kredi büyümesi yavaşladı”
TCMB, metinde salgın döneminde sağlanan yüksek kredi büyümesinin birikimli etkileriyle güç kazanan iç talebin cari işlemler dengesi üzerindeki olumsuz etkisinin devam ettiğine de vurgu yaptı. Banka, finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte son dönemde kredi büyümesinin yavaşladığını da belirtti.
İç talep koşullarına yönelik vurgular da yapan TCMB bu konuda metinde şu ifadelere yer verdi: İç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Kasım ve Aralık PPK toplantılarında gerçekleştirilen güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin daha belirgin hale gelmesi beklenmekte, böylelikle enflasyon üzerinde etkili olan talep ve maliyet unsurlarının kademeli olarak zayıflayacağı öngörülmektedir. Öte yandan, uluslararası emtia fiyatlarındaki gelişmeler, bazı sektörlerde belirginleşen arz kısıtları ile gerçekleştirilen ücret ve yönetilen fiyat ayarlamaları, orta vadeli enflasyon görünümü üzerindeki önemini korumaktadır.
- YABANCILAR TCMB’Yİ ‘ŞAHİN’ BULDU
“TCMB ‘uzun müddet sıkı duruş’ mesajıyla iletişimi ileri götürdü”
Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara TCMB’nin faiz karar metnindeki ifadeleriyle iletişimi bir adım ileri götürdüğünü ifade etti.
Kara TCMB’nin faiz kararı hakkında şu değerlendirmeleri yaptı: Merkez Bankası, bu yavaşlamaya rağmen açıklanan veriler ışığında, iç talebi potansiyelin üstünde görüyor ve bunun gecikmeli olarak enflasyon ve cari açık üzerinde yaptığı risklere vurgu yapıyor.
Merkez Bankası, ‘uzun bir müddet sıkı duruşu kararlılıkla sürdüreceğiz’ ifadesiyle iletişimini bir adım ileriye götürmüş. Bu metinde Merkez Bankası, ‘sadece geçmiş dönemde yaptığım sıkılaştırmanın finansal koşullar üzerindeki etkisini takip ediyorum, enflasyona ilişkin riskler görüyorum, tetikteyim’ diyor. Dolayısıyla gerekirse daha fazla parasal sıkılaştırma yapacağını söylüyor.
TCMB’nin uzun süre bu para politikasına devam edeceği sinyalini aslında Fed’in ve AMB’nin yaptığı ileriye dönük yönlendirmenin bir aşaması olarak görmek lazım. Merkez Bankası bu açıklamayla ‘Bir sonraki adımda faiz indirimi yapmayacağım, hatta faiz artırımı yapabilirim. Faiz artırımı yapmasam dahi enflasyondaki kalıcı düşüşü görene kadar uzun bir müddet para politikasını sıkı tutacağım’ diyor.Play Video
Bloomberg HT’ye konuk olan İş Portföy Genel Müdür Yardımcısı Nilüfer Sezgin, TCMB’nin faiz kararı metni hakkında yaptığı değerlendirmede, Merkez Bankası’dan şu ana kadar sıkılaşma yaptıklarını ve önümüzdeki dönemde bu sıkılaşmaların etkilerini gözlemlemeye devam edeceklerini, dolayısıyla bu aşamada ek bir sıkılaştırma yapılmasına gerek olmadığı mesajının verildiğini söyledi.
Merkez Bankası’nın rezervlerle ve ters para ikamesiyle ilgili vurgusunu koruduğunu dile getiren Sezgin, onunla ilgili bir değişiklik olmadığını söyledi. Sezgin, piyasanın Merkez Bankası’ndan faiz oranını yükselmesinden ziyade, Merkez Bankası’nın Kasım ayından beri sürdürdüğü stratejiyi orta vadede koruyabilmesine daha fazla önem verdiklerini ifade etti.
Ekonomistler faizin sabit tutulacağını öngörmüştü
Bloomberg HT Araştırma Birimi’nin 22 kurumun katılımıyla düzenlediği ankette medyan beklenti 21 Ocak’taki toplantıda politika faizinin değiştirilmeyeceği yönünde oldu.
Ankette 3 kurum politika faizinin 50 baz puan artırımla yüzde 17,5 seviyesine, 5 kurum ise 100 baz puan artırımla yüzde 18 seviyesine çıkarılacağını öngördü.
Yabancı ekonomistler de TCMB’nin bu toplantı da faizi sabit tutacağı görüşündeydi.
Ağbal’ın fiyat istikrarı vurgusu devam etmişti
Kasım ayında göreve gelen Naci Ağbal’ın ilk toplantısında politika faizini 4,75 puan, ikinci toplantısında da 2 puan yükselterek yüzde 17 seviyesine kadar çıkarmıştı.
Açıklamalarında fiyat istikrarına vurgu yapan Ağbal, son olarak Aralık toplantısından bir gün sonra TBMM’de yaptığı sunumda da para politikasında fiyat istikrarına öncelik verileceğini belirtmişti.
Ağbal TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı sunumda, “Fiyat istikrarı ile istikrarlı ve hızlı büyüme arasındaki pozitif ilişki, ekonomideki öngörülebilirliğin sağlanmasıyla iş ve yatırım ortamının iyileşmesinden kaynaklanmaktadır. Fiyat istikrarı ekonomik istikrarın uzun vadeli refahın temel ölçütlerinden en önemlisini oluşturmaktadır. Merkez bankaları, toplumsal refah artışına en büyük katkıyı fiyat istikrarını sağlayarak yapar. TCMB enflasyon hedeflemesi rejimini kararlı bir şekilde uygulayacak. Para politikası kararları fiyat istikrarı önceliği korunarak alınacak.” ifadelerini kullanmıştı.