Gazeteci ve yazar Serdar Kuzuloğlu’yla gerçekleştirdiğimiz söyleşide, robotların insan hayatındaki geleceğini tartıştık. Kuzuloğlu, “Günümüz tüketicisi hataya toleranslı değil. Bugün imalat sektörü hızla makineleşiyorsa, bunun sebebi tüketicidir. İşsizlik dalgasının sebep olacağı sosyal patlama ve zorunlu göç ne ile durdurulacak?” yorumunu yaptı
İnsanların, hayatlarını kolaylaştırmak amacıyla icat ettiği makineleri kendilerine rakip olarak görmeye başlaması, bir nevi insanın kendisiyle olan savaşına bir yenisini eklemesiydi. Robotlar, başarılı olmak ya da terfi etmek gibi sosyal güdülere sahip olmamasına rağmen zamanla imalat sanayisinde ve hizmet sektöründe birçok çalışanın yerini almaya başladı.
Kuzuloğlu’na göre, insanoğlu teknolojiyi doğaya karşı bir savunma mekanizması olarak görüyor. Kendi tarihinde üstün varlık olarak adlandırılan insanın, kendine benzeyen ve bizzat elleriyle yarattığı makinelerın kendisinin yerine geçebilme ihtimali onu çok tedirgin ediyor.
Makineleri geliştirenlerin motivasyonuyla, kullananların ve işi elinden alınanların motivasyonunun çok farklı olduğunu belirten Kuzuloğlu, tüketiciyi ortaya çıkan hizmetten yararlanan gizli bir özne olarak tanımlıyor. “Bugün imalat sektörü hızla makineleşiyorsa bunun sebebi, tüketicinin belirli bir özel günde talep ettiği ürüne yüzde 20 indirimle ulaşma arzusudur.” diyen Kuzuloğlu, tüketicinin üretici üzerinde oluşturduğu fiyata dayalı rekabet baskısının endüstriyel süreçleri makineleştirdiğini düşünüyor.
Robotların işletmelerde maliyeti düşürücü etkisi
Günümüzde, robotlar, kendi alanlarının dışına çıkabilme özelliğine göre endüstriyel ve mobil olmak üzere ikiye ayrılıyor. Drone’lar yani insansız hava araçları mobil olarak en çok kullanılan robotlar arasında yer alıyor. Bu robotlarla, tarlalarda tohum ekimi ve ilaçlama yapılabilirken, başka bir sektörde sipariş edilen bir ürünün sevkiyatı gerçekleştirilebiliyor. McKinsey’nin yapmış olduğu bir analize göre, ABD’de 2012 yılında 40 milyon dolar olan drone ile yapılan faaliyelerin değeri, 2017’de yaklaşık 1 milyar dolara yükseldi. Yine aynı analize göre, ticari drone’ların 2026 yılına kadar, ülkenin GSYİH’si üzerinde yıllık 31 milyar ila 46 milyar dolarlık bir etkiye sahip olacağı tahmin ediliyor.
Önümüzdeki birkaç yıl içinde, dünya genelindeki artan nüfus oranı ve talebin etkisiyle, imalat sanayisinin daha fazla endüstriyel robota ihtiyaç duyacağı öngörülüyor. Robotların insanlara göre daha hızlı hareket etmesi, 7/24 çalışabilmesi ve hata oranlarının daha az olması, işletme maliyetlerinin azalmasında etkili oluyor.
Kuzuloğlu, insanlar ve robotlar arasındaki farkı şu cümlelerle anlatıyor:
“İnsan ne olursa olsun kısıtlı enerjiye sahip. Yemek yemesi, su içmesi ve mola vermesi lazım. İnsan belli bir süre sonra odağını kaybedip hataya düşebiliyor. Fakat, bugünün tüketicisi hataya toleranslı değil. “Bana şunu üreteceksin, şu kalitede üreteceksin ve üstelik şu fiyata vereceksin.” diyor. O zaman bunun arka planında nelerin döndüğünü bilmesi ve sorumluluğunu üstlenmesi lazım.”
Ülkeler, artan işsizlik oranını ve robot kullanımını nasıl yönetecek?
MarketsandMarkets araştırma firmasının 2020 yılında yayımladığı rapora göre, 76,6 milyar dolar olan robot pazarının, 2025 yılına kadar 176,8 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Diğer bir taraftan ekonomistler, Kovid-19 virüsünün sebep olduğu pandemi sonrası işsizlik oranının daha da artacağını tahmin ediyor.
IMF’in en son yayımladığı “Dünya Ekonomik Görünüm Raporu”na göre, küresel ekonominin 2021’de yüzde 5,5 oranında, 2022 yılında ise yüzde 4,2 oranında büyüyeceği öngörülüyor. Bu süreç boyunca, daha fazla tipte ve sayıdaki robotun farklı sektörlere dâhil edilmesi bekleniyor. Bu sebeple, ülkelerin artan işsizlik oranını ve robot kullanımını nasıl yöneteceği büyük bir merak konusu.
İşsizlik dalgasının sebep olacağı sosyal patlama ve zorunlu göç ne ile durdurulacak? sorusuna yanıt arayan Kuzuloğlu, istihdamın makinelerce üstlenilmesinin bir adım ötesinde köleliğin tekrar doğma riskinin olduğunu düşünüyor. Buna yönelik olarak, ‘evrensel vatandaşlık maaşları’ gibi farklı sonuçlar veren çalışmalar olduğunu dile getiren Kuzuloğlu, önümüzdeki yıllarda karşımıza çıkacak olan bu sorunu şu sözlerle ifade etti:
“İklim krizi gibi bunun da halının altına süpürdüğümüz bir sorun olduğunu düşünüyorum. Bir avuç insanın geliştirdiği teknolojiler, milyarlarca insanın hayatını değiştiriyor. Bu çok tehlikeli. Önümüzdeki makine çağında her zamankinden daha fazla vicdanı olan ve insana saygı duyan bireylere ihtiyacımız olacak.”
Söyleşinin tamamına YouTube linkinden ulaşabilirsiniz: