Türkiye’nin nitelikli kalkınması için sürdürülebilir yatırım projelerini desteklemeye devam eden Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), Japonya Uluslararası İş Birliği Bankası (JBIC) ile 200 milyon dolarlık yeni bir kaynak anlaşmasına imza attı.
TSKB açıklamasına göre, anlaşma ile doğu ve güneydoğu bölgelerinde gerçekleşen depremlerden etkilenen firmaların yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, su ve atık yönetimi ile ileri teknoloji destekli enerji verimliliği yatırımlarına finansman sağlanacak. Hazine ve Maliye Bakanlığı garantörlüğüyle temin edilen krediye JBIC’den sonra en büyük katılımcı banka olarak Sumitomo Mitsui Banking Corporation (SMBC) kredi temsilcisi olarak destek verdi.
JBIC ile ilk kredi anlaşmasını, 1999 yılındaki Marmara Depremi’nden doğrudan ve dolaylı etkilenen firmaların güçlendirilmesi amacıyla 2000 yılında imzalayan TSKB, Türkiye’de sera gazı emisyonlarının azaltılmasını amaçlayan yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yatırımlarına katkı sunmak amacıyla 150 milyon dolarlık ikinci kredi anlaşmasını 2015 yılında imzalamıştı. İkinci kredi anlaşmasının devamı niteliğinde olan 220 milyon dolar tutarındaki kredi anlaşması ise 2022’de yapılmıştı.
TSKB’nin JBIC ile imzaladığı bu yeni anlaşma kapsamında depremlerden etkilenen firmaların iyileştirme, rehabilitasyon ve yeniden inşa çalışmalarına kapsayıcılık ve yeşil dönüşüm prensipleriyle katkı sağlanacak. Kredi portföyünün yaklaşık yüzde 90’ı BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) bağlantılı yatırımlardan oluşan TSKB, JBIC’den temin ettiği 200 milyon dolar tutarındaki bu kaynakla SKA’ların dördüne doğrudan katkıda bulunacak: SKA 8: “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme”, SKA 9: “Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı”, SKA 13: “İklim Eylemi”, SKA 17: “Amaçlar İçin Ortaklıklar”.
Açıklamada görüşlerine yer verilen TSKB Genel Müdürü Murat Bilgiç, JBIC ile uzun yıllardır devam eden iş ortaklıkları kapsamında depremlerden etkilenen firmaların yeniden toparlanmasına yönelik anlamlı bir kaynak anlaşmasına daha imza attıklarını belirtti.
2023 yılının şubat ayındaki Kahramanmaraş merkezli deprem felaketlerinin ardından, bölgede kalıcı bir iyileşme sağlanması ve yeni yatırımların sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık prensipleriyle hayata geçmesi için kararlı adımlar atmaya devam ettiklerini aktaran Bilgiç şunları kaydetti:
“Özellikle yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, su ve atık yönetimi ile ileri teknoloji destekli enerji verimliliği yatırımları depremden etkilenen illerimizin hızla toparlanması ve gelişim ivmesini yukarılara taşıması açısından büyük önem taşıyor. Türkiye Deprem İyileştirme ve Yeniden Yapım Değerlendirmesi (TERRA) Raporu’nda yer alan imalat sanayine yönelik iyileştirme stratejisini de gözeterek verimliliği artıran yatırımlarla bu illerimizin rekabet gücünü yeniden kazanmasına ve istihdamın artmasına katkıda bulunacağız. Ayrıca, saha ziyaretimiz sonrası yayınladığımız ve paydaşlarımıza ilettiğimiz araştırma raporumuzda da belirttiğimiz üzere, deprem bölgesindeki illerin ülke gayrisafi yurtiçi hasılasındaki payı yüzde 13’ü bulurken değişen ağırlıklara sahip faaliyet kollarının ileri-geri bağlantılarıyla Türkiye ekonomisine etkisinin rakamların işaret ettiğinden fazla olduğunu söylemek mümkün.
Hazine ve Maliye Bakanlığımız garantörlüğü altında değerli iş ortağımız JBIC ile kalıcı yeşil iyileşme odaklı dördüncü kredi anlaşmamızla çok anlamlı işbirliğine daha imza attık. Bu kapsamda, Hazine ve Maliye Bakanlığına değerli destekleri için en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Yaşadığımız üzücü depremlerden sonra uluslararası kalkınma finansmanı kurumlarından sağladığımız kaynaklar sürdürülebilir gelecek yönündeki umutlarımızı tazelerken Bankamıza ve ülkemize duyulan güveni bir kez daha teyit ediyor.”
JBIC Genel Direktörü Ryuta Suzuki ise TSKB’nin afetten etkilenen bölgelerin dirençli, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir şekilde yeniden inşasına yönelik çabalardaki öncü rolü son derece önemli olduğunu belirterek “Türkiye’nin uzun soluklu bir ortağı olarak, TSKB ile birlikte bu girişimde yer almaktan büyük onur ve memnuniyet duyuyoruz. Türkiye ve Japonya, zor zamanlarda birbirlerine destek olma konusunda uzun bir geçmişe sahip. Bu kredi anlaşmasını da iki ülkenin ve iki kurumun birlikteliğinin bir sembolü olarak görüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.