“Türkiye Roman Nüfus Araştırması”nın sonuç bildirgesi yayımlandı

0
39
Türkiye Roman Nüfus Araştırması

Views: 0

Türkiye Roman Nüfus Araştırması’nın sonuçları, Roman hanelerin yüzde 65’inin yoksul ya da çok yoksul olduğunu, yüzde 70’inin eğitim, sağlık, istihdam, barınma ve sosyal yardım alanlarında ayrımcılığa uğradığını düşündüğünü ortaya koydu.

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından, TÜBİTAK 1001 Programı ile desteklenen, “Türkiye’de Roman Nüfusun Demografik Bütünleşme ve Farklılaşma Düzeyleri ve Politika Öncelikleri Projesi” kapsamında “Türkiye Roman Nüfus Araştırması” yapıldı.

Enstitü Müdürü ve proje yürütücüsü Prof. Dr. İsmet Koç, Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıda, araştırmanın sonuç bildirgesini açıkladı.

Projenin 4 temel amacı olduğunu belirten Koç, bunlardan 2’sinin, Roman nüfusun Türkiye nüfusu ile bütünleşme, farklılaşma seviyesini ve demografik özelliklerde meydana gelen değişimi belirlemek olduğunu söyledi.

Koç, Roman nüfusun demografik dönüşüm sürecinde neden geride kaldığı ve bu sürecin hangi aşamada olduğunu baş etme stratejilerinin de temel amaçlardan biri olduğuna işaret etti.

Prof. Dr. İsmet Koç, 2023-2030 yılları için hazırlanan ve yürütücülüğünü Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yaptığı “Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi”nin, Romanların eğitim, istihdam, sağlık, barınma ve sosyal yardım alanlarındaki uygulamalarına katkıda bulunulmasının da amaçlandığını dile getirdi.

Araştırma kapsamında, Türkiye’deki Roman nüfusu temsil eden bir örnekleme dayalı seçilen 25 ildeki 86 Roman mahallesinde bin 547 hane halkındaki bin 265 Roman kadınla görüşmeler gerçekleştirildiğini anlatan Koç, şöyle devam etti:

“Araştırmanın sonuçlarına göre, Roman hanelerin yüzde 65’i yoksul ya da çok yoksul, yüzde 70’i eğitim, sağlık, istihdam, barınma ve sosyal yardım alanlarında ayrımcılığa uğradığını düşünüyor, yüzde 60’ı ayni ya da nakdi sosyal yardım alıyor, yüzde 21’i geniş aile içinde yaşıyor ve Roman hanelerinde yatak odası başına 2,2 kişi düşüyor.

Romanların eğitim seviyesi, Türkiye geneline göre oldukça düşük görülüyor. Türkiye genelinde erkekler için 9 yıl, kadınlar için 10 yıl olan eğitim süresi, Roman erkekler arasında 4 ve Roman kadınlar arasında ise 2 yıl. Roman çocuklar arasında okullaşma oranları, Türkiye genelindeki okullaşma oranları ile karşılaştırıldığında oldukça düşük. Türkiye genelinde kız çocukları için ilkokul ve ortaokul okullaşma oranı yüzde 94, lise okullaşma oranı ise yüzde 78 iken bu oranlar Roman kız çocukları için sırasıyla yüzde 72 ve yüzde 15. Benzer şekilde, Türkiye genelinde erkek çocukların ilkokul ve ortaokul seviyesindeki okullaşma oranı yüzde 95, lise okullaşma oranı ise yüzde 77 iken Roman erkek çocuklar arasında bu oranlar sırasıyla yüzde 65 ve yüzde 8.”

“Romanlar arasında çocuk evliliği oldukça yüksek”

Prof. Dr. Koç, hem Roman erkekler hem de Roman kadınlar arasında ücretli bir işte çalışma oranının yüksek olduğuna dikkati çekerek, Romanların çalıştıkları işlerin genellikle enformel sektörde yer alan kağıt toplayıcılığı, hurdacılık, ev ve iş yeri temizliği, çocuk bakıcılığı, seyyar satıcılık, tezgahtarlık gibi önemli bir vasıf gerektirmeyen, düşük gelir elde edilebilen ve sosyal güvencesiz çalışılan işler olduğunu söyledi.

Çalışmanın sonuçlarının, Türkiye genelinde yüzde 5 olan erkek çocuk işçiliğinin Roman erkek çocuklar arasında neredeyse 5 kat yükselerek yüzde 24 seviyesinde, kız çocukları arasında Türkiye ortalamasından 5 puan daha yüksek seviyede olduğunu gösterdiğine işaret eden Koç, “Romanlar arasında çocuk evliliğinin oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Romanlar arasında 15 yaşına kadar evlenen kız çocuklarının oranı yüzde 8, 18 yaşına kadar evlenen kız çocuklarının oranı ise yüzde 48’dir. Bu sonuçlar, Türkiye genelinde yüzde 8’e kadar gerilemiş olan çocuk evliliği oranının Romanlar arasında yüzde 48 olduğunu göstermektedir.” diye konuştu.

Araştırmanın sonuçlarının, Türkiye genelinde sadece 1,6 olan toplam doğurganlık hızının Romanlar arasında 2,8 olduğunu ortaya koyduğunu aktaran Koç, son 20 yıl içinde bu doğurganlık seviyesinde çok tedrici bir azalma olduğunu, doğurganlık seviyesinin durağan kaldığının tespit edildiğini bildirdi.

Romanlar arasında okul bırakmanın, çocuk evliliğinin ve çocuk işçiliğinin yaygın olmasının, Romanların yaşadığı yoksullukla ve ayrımcılıkla mücadele etme sürecinde kullandıkları baş etme stratejileri olduğuna dikkati çeken Koç, şöyle konuştu:

“Romanların kullandığı baş etme stratejilerinin ve yaşadıkları derin yoksulluğun ve ayrımcılığın getirdiği başka riskler de bulunmaktadır. Bu risklerin en önemlilerinden biri, eğitim seviyesinin düşük olması nedeniyle Romanlar arasında beşeri sermayenin gelişme fırsatı bulamaması ve bunun yarattığı kısır döngünün yoksulluğun kuşaklararası aktarımına neden olmasıdır.

Bunun yanı sıra, 5 yaş altı Roman çocuklar arasında, kronik beslenme yetersizliğinden kaynaklı ortaya çıkan bodurluğun Türkiye genelinde aynı yaş grubunda yer alan çocuklara göre yaklaşık 2 kat daha yaygın olduğu görülmektedir. Bu bulguyla da ilişkili olarak Romanlar arasında bebek ölüm hızının Türkiye genelinden 2,2 kat daha yüksek olduğu, ölüm hızlarındaki bu dezavantajlı konumları nedeniyle Romanların Türkiye geneline göre 6 yıl daha kısa yaşadığı görülmektedir.”

“Roman istihdamının artırılması önerilmektedir”

Koç, araştırma sonuçlarının Romanlara yönelik veriye dayalı politika ve strateji geliştirme sürecinde çok önemli katkılar sağlayacağı değerlendirmesinde bulundu.

Bu süreçte, Roman nüfusun güçlendirilmesine yönelik ayrımcılıkla mücadele edilmesi ile yoksulluğun azaltılması ve yoksulluğun kuşaklararası aktarımının önlenmesinin öncelik alanları olması gerektiğini vurgulayan Koç, şunları kaydetti:

“Romanların beşeri sermayelerinin güçlendirilmesi, okul bırakma-çocuk işçiliği-çocuk evliliği üçgeninde sıkışmış olan çocukların bu sıkışmışlıktan kurtulmasının sağlanması, formel sektördeki Roman istihdamının artırılması, Romanlara sağlıklı barınma imkanının sağlanması, sağlık hizmetlerine erişiminin artırılması ve sosyal yardımlardan hak temelli olarak yararlanması politikalarının ve stratejilerinin öncelikli olarak hayata geçirilmesi önerilmektedir.”

Toplantıya, Hacettepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sibel Aksu Yıldırım, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürü Tuncay Cevheroğlu, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye Temsilcisi Mariam A. Khan ile kamu kurumları, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz